19 Ocak 2010 Salı


AGUSTOS BOCEGI HIKAYESI

Su hikayeye bir de SUNAY AKIN gibi bakalim...

Bir agustos bocegi dogmadan once topragin altindaki bir lavrada ortalamaolarak 12 yil bekler. Evet, tam 12 yil. 12 yillik hapislikten sonra dunyaya gelen garibanin omru adinda yazilidir: Agustos. Yani topu topu bir ay... Sarki soyleyen yalnizca erkek agustos bocegidir. Cunku disi, en guzel sarkiyi soyleyeni kendine es sececek ve ciftlesecektir. Dusunsenize, 12 yil topragin altinda bekle, disari cik. Omrun bir ay...Buldun, buldun... Bulamadin, bir daha yok. Siz olsaniz calisir miydiniz?

16 Ocak 2010 Cumartesi

Bana ya hakiki bir aşk ver- ver ki kurtulayım bu sıkıntıdan, sıkışmışlıktan

Bana ya hakiki bir aşk ver - ver ki kurtulayım bu sıkıntıdan, sıkışmışlıktan- ya da beni öyle

duyarsız yap ki hayatımda aşk olmayışını umursamayayım.

Evet, okuduğum bir kitapta aynen böyle yazıyordu. Beni çok etkiledi. Ne kadar doğru dile

getirmişti yazar. "Bana ya hakiki bir aşk ver- ver ki kurtulayım bu sıkıntıdan, sıkışmışlıktan-"

öyle değil mi? Etrafıma bir bakıyorum; o kadar çok insan var ki aşkı arayan, aşksızlık

nedeniyle sıkılan, sıkışmış olan.

2 Ocak 2010 Cumartesi

yeni yıl, yeni başlangıç

Bugün yeni yılın ilk çalışma günü 2 Ocak 2010.

Bakalım bu yıl neler getirecek, neler götürecek..

Her yeni yıl, yeni başlangıç düşüncesiyle geleceğe umutla bakmak için kendimi zorluyorum, ama bunu ne kadar başarabilirim inanın bilmiyorum

bazen bi yılgınlık, bıkkınlık çöküyor üstüme

bir süre bu ruh haliyle yaşıyorum, sonra birden silkinip kendine gel diyorum

çoğu zaman kendimi ringdeki boksörlere benzetiyorum

sürekli birileriyle mücadele mücadele, bir yumruk yiyorum, yere seriliyorum

bir süre öylece yatıyorum, elim yüzüm patlamış,

başımda birden başlayıp ona kadar sayan bir hakem

başlıyor 1-2-3-4.... 9 diyor. birden kendime geliyorum ve ayağa kalkıyorum

pes etmiyorum, mücadeleye devam.

ya pes edersem...